Çeltikli Beldesi
Bucak (nahiye) merkezi olan belde, "Kirmir çayı" vadisinde, tepe üstü yerleşme ve Kızılcahamam-Güdül karayolu üzerindedir. TEM Otoyolundan da girişi vardır. İlçeye uzaklığı 32 km. olup, 2.713 nüfusludur. İlk yerleşmelerden olan beldede "Çeltikçi Kale" vardır. Kirmir vadisine hakim bir tepede, 1260 metre yükseklikte olan kale, kuzeydoğu- güneybatı yönünde uzunlamasına 400 metrelik bir tepe üzer inde bulunmaktadır. Kalenin güneybatısında sur kalıntıları vardır. Kuzeydoğuda geç dönemlere tarihlenen kalın duvarlı, tonozlu, kule bulunmaktadır. Ayrıca Bağdoruk tepesi ve Domuz çukuru denilen yerlerde antik dönemde kullanılan taş ocağı bulunmaktadır. 1463 yılında "Turasan Bey Memleketi" olarak bilinen bu bölge, Türklerin ilk iskan yerlerindendir. "Şeyh Alaeddin Zaviyesi"nin bulunduğu vakıf kayıtlarında zikredilir. "Silahşör Hasan Ağa b. İbrahim"in 1782 yılında yaptırdığı çeşme, 1907 yıllarında her Cuma günü çevre köylerin de katıldığı hafta pazarı kurulurmuş. 1840 yılında "Yabanabad" kazasına bağlı 39 haneli bir köydür.
1992 yılında belediye teşkilatı kurulur. Jandarma Karakolu, Tarım Kredi Kooperatifi, Sağlık Ocağı ve İlköğretim Okulu vardır. Geleneksel mimari örnekleri mevcuttur.
Güvem Kasabası
Kızılcahamam-Çerkeş yolu üzerinde, "Belen deresi" yatağında, ilçeye 16 km. uzaklıktadır. Bucak (nahiye) merkezi olan Güvem, 1840 yılı öncesi Hıdırlar köyünden göç edip yerleşenler tarafından kurulur. Eski Güvem köyü yandığı için buraya sonradan taşınmışlar. 1840 yılında Şorba kazasına bağlı 9 haneli bir köydür. 183 nüfuslu, Jandarma Karakolu, Sağlık Ocağı ve İlköğretim Okulu vardır.
Pazar Kasabası
İlk yerleşme yerlerinden olan belde, tarihi yönden zengin geçmişe sahiptir. Belde yakınlarında Galatların savunma amaçlı yaptığı bir kalesi vardır. Selçuklu döneminde Türklerin iskanına açılan bölgede, ilk Pazar kurulmaya başlar ve "Pazardivanı" adı ile anılır. Bu bölgede ilk olatak "Dündar Bey" hakimiyet kurar. Daha sonra "Turasan Bey" bu bölgeyi 1420'li yıllarda satın alarak, Kazan ilçesinin Tekke köyünde yaptırdığı cami ve zaviyeye vakfeder. Burada yüzden fazla dükkan yapılır. Fatih döneminden sonla "Şorba" adıyla bir kaza merkezi olur. 1571 yılı kayıtlarında Ankara Alaybeyi Mehmed Bey, burada yüz dükkan yaptırır ve Üçbaş Köyü Camii'ne vakfeder. 1907 yılına ait Ankara Vilayeti Salnamesi'nde "Yabanabad" kazasından bahsedilirken, kazanın idari merkezinin "Şorba" (Pazar) kasabası olduğunu, bu kasabanın yüzelli haneli, evleri tamamen ahşap, hızla gelişen, beyaz Malta taşıyla yapılan, kurşun kubbeli ve minareli bir cami inşaatının yeni tamamlandığını, Şorba Redif Taburu merkezinin, Hükümet ve belediye dairelerinin, Rüşdiye ve İbtidai mekteplerinin, güzel çeşmelerinin olduğu, nüfusu da 719 olarak zikredilir. Bu tarihte kasabada görev yapanlar şunlardır: Kaymakam Emin Bey, Nalb Ahmed Necip Efendi, Müftü Sıdkı Efendi, Belediye Reisi Hüseyin Efendi'dir.
Beldede bul unan kubbeli camiinin inşaatı 1903 yılında tamamlanır ve Hacı Ali Efendi yaptırır. Hacı Veyis oğlu Hacı Ali Efendi'de iki katlı, 31 odalı, ahır ve samanlıkları olan, 2 kahvehane ve 7 dükkan bulunan bir han yaptırır. Bu hanı ve hanın yanında bulunan iki katlı bir binayı da yaptırdığı camiye vakfeder. Hacı Ali Efendi'nin oğlu Hacı Osman Efendi'nin kabri, cami avlusundadır. Ayrıca kargir yapılı "Abdülbaki Camii" vardır. Bu cami avl usunda meşhur din bilginlerinden "Mamacızade Osman Efendi"nin de mezarı bulunmaktadır. Tarihi çeşmeleri ile bir kültür hazinesi olan beldenin koruma altına alınması uygun olacaktır. 1915 yılına kadar "Yabanabad" kaza merkezi burası olur.
Günümüzde bucak (nahiye) merkezi olan beldenin ilçeye uzaklığı 24 km. olup, 2.094 nüfusludur. Jandarma Karakolu, Sağlık Ocağı ve İlköğretim Okulu vardır. Beldenin yakınından Bayındır Barajı'na karışan "Pazar deresi" geçer.
|